Önce seçim gecesi sokağa fırlayan silahlı adamlar, kimseden korkuları yok, poz vere vere saatlerce silah sıkıyor. Ve bu korkunç görüntüler karşısında ağzını açıp konuşmayan iktidar...

Önce seçim gecesi sokağa fırlayan silahlı adamlar, kimseden korkuları yok, poz vere vere saatlerce silah sıkıyor. Ve bu korkunç görüntüler karşısında ağzını açıp konuşmayan iktidar.

Ne oluyor kardeşim, kime gözdağı veriyorsunuz, “seçimi kaybedersek böyle mi yaparız” mı demek istiyorsunuz, “seçimi kaybedersek umudumuz iç savaş” mı demek istiyorsunuz, bu kadar tehlikeli görüntüler karşısında Cumhurbaşkanı'ndan bakanlarına kadar neden sert açıklamalar gelmez.

Şah'ın topçuları da on binlerce insanı sokaklarda topa tuttu, ne oldu, kaç bin kişiyi öldürürler, kim öldürmüşte kazanmış, devlet böyle mi yönetilir?

Soruşturma açtık lafı kafi mi? O silahlı eşkıyalara cevabınız olmayacak mı, yüz bin kişi öldürseniz ne olacak kazanacak mısınız, kazanan çıktı mı, milyon öldürseniz geriye 79 milyon kalır, şimdi bu satırlarda size onlarca iç savaş yaşamış parçalanmış ülkeleri mi hatırlatalım, hangisi ayakta kalmış silahı çekene göz yuman hangi ülke hangi iktidar ayakta kalmış, bu kadar hukuk akıl ahlak demokrasi dışılık bu kadar devlet adamlığı sorumluluğuna boş vermişlik olabilir mi?

Bu vahşi fotoğraf kareleriyle ülkeyi nereye sürüklüyorsunuz?

AKLINIZI BAŞINIZA ALIN

Yetmedi, Devlet Bahçeli bey partisini eleştiren sevmediği yazarların listesini yayınlıyor, burası faşist diktatörlük mü muhalif listeler yayınlıyor, konuşana yazana gözdağı mı, ağzınızı tutun yoksa süreriz tutuklarız tehditleri mi?

Bu ülkeyi sokakta bulmadık, kızgın liderler bir anda Stalinvari, Mao'nun Dörtlü Çetesivari muhalif listeleri yayınlıyor, aklınızı başınıza alın.

“Halk Düşmanı” tabirini icad eden Stalin'dir, Halk Düşmanları önce beş-on muhalifti sonra halk düşmanlarının sayısı milyonlara yükseldi ve halk düşmanı tabiri bütün diktatörlüklere kısa yoldan kolaylık sağladı. Şimdi iktidarınız halk düşmanı tabirini “devlet düşmanı” şeklinde değiştirip tercüme edip siyasete sokuyor, korkunçtur.

Yetmedi bir mafya lideri Karar Gazetesi'nin altı yazarını aleni açık öldürün diye emir veriyor, bir iktidar yetkilisi kalkıp ağzını açmıyor, bakan bey gazetecilere koruma yolluyor, bu kadar.

Bu kadar mı, üstelik bu yazarlar iktidarınız 15 aralıksız yılı yan yana arkadaşınız idi, yandaş medyadan tek bir isim kalkıp kırk yıllık arkadaşlarına sahip çıkan tek satır yazmıyor, oh olsun mu diyorlar, Cumhurbaşkanını eleştirmeyi bırak ima edene karşı artık tavrımız niyetimiz böyle mi olacak demek istiyorlar? (Ayrıca arkadaşlarının ölüm tehdidine sessiz kalan bütün yandaşlara sesleniyorum. İçinizde milli değerlere bağlı, dünü bugünü etraflıca okuyan en sağlam entelektüel İbrahim Kiras'dır, ve şimdi sizin aranızda size karşı korumayla geziyor.)

Bu tehdit bu korku iklimi siyasetinizin son seçeneği mi?

Artık demokrasiye hukuka insanlık değerlerine ahlaka fikir eleştiri özgürlüğüne yani kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız mı demek istiyorsunuz?

Biz yazarların FETÖ ve PKK'ya verdiğimiz mücadeleden daha büyük en önemli kavgası demokrasi mücadelesidir, FETÖ ve PKK mücadelesinde şehit olmaktan hedef olmaktan bu halkın soylu bir çocuğu olmaktan bir an için korkmadık, aynı şekilde, demokrasi şehidi olmaktan zırnık korkmayacağımızı bu sütunlarda göreceksiniz.

SİZLERİN KIRBAÇLARINI BEKLEYEN ESİRLERİNİZ DEĞİLİZ

Hukuk her şeyimizdir, yönettiğiniz ülke dıngılın dincinin tarikatçının eşkiyanın ahırı değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.

Hukuk ve güvenlik herkesin hepimizin ilk kutsal vazifesidir.

Bu nasıl bir siyasi ortam mermiler tehditler havada korkunç ıslıklarını çalıyor ve bir dur diyen yok.

Memlekette iktidara taraf olmayanın başını vururum diye nara atan bir siyasi atmosfer kol geziyor.

Galipler silahlarını mızraklarını çıkarmış uçlarına kelle diziyor?

Sayın Cumhurbaşkanı, sayın İçişleri Bakanı, sayın Devlet Bahçeli, yönettiğinizi sandığınız milleti biraz tanıtayım size.

Türk Milleti sabrı bilmeyen bir millettir!

Sakin olun. Bu millet sizden, hukuk ve demokratik değerlere ve insanımıza güven verici yumuşatıcı kucaklayıcı samimi açıklamalarınızı bekliyor!

Bizler bu toprağın çocuklarıyız, sizlerin kırbaçlarını bekleyen esirleriniz, hiç birimiz hüküm bekleyen mahkumlarınız değiliz.

Eceliyle ölmekte gözümüz olsaydı ülkemizin demokrasi ve bağımsız yolunda ne askeri ne de yazarı olurduk!

Yani ecelimizle ölmek kendimiz için değil, kendi ideolojik hayat kaygılarımız için değil, hepimizin ortak değeri ve hedefi ülkemizin demokrasi değerlerinin yüksekliğini gösterir.