• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/Avrupaturk.be/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+32 484 54 54 56
  • https://twitter.com/TurkAvrupa
KÜNYE
REKLAM
          
                        PATİNA İÇ MİMARLIK
   

       İTALYAN DECORAİF BOYA EGE BÖLGE BAYİİ 


   
        PATİNA İÇ MİMARLIK
 
                               BODRUM YALIKAVAK
Muzaffer Sarı
100. Yıl Kutlamaları _1_
29/05/2020

100. Yıl Kutlamaları-1

Bugün…23 Nisan 2020’ydi…
Hepinizin malumu; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının, 100. Yıldönümüydü…
Önemli bir gündü şüphesiz…
Üstelik de “100. Yıl” olması, önemini daha da arttırıyordu…
***
Böylesine “önemli” bir gün, ülkemizde nasıl kutlandı dersiniz?
“Korona’lı günlerin” getirdiği zoraki “evde kalma” nedeniyle, yaraşır şekilde kutlanamadı tabi ki de…
“Şayet bugünlerde Korona salgını olmasaydı, nasıl kutlanabilirdi?”
…Diye, sordum kendi kendime…
Sonra da; hem düşündüm, hem kafamda tasavvur ettim olabilecekleri.
Yani; “Korona’sız” bir gün olsaydı şayet…
Bu “önemli gün” nasıl kutlanırdı?
???
***
Ülkemizde bir kesim vardır ki…
Yaşamlarının her alanında “dinî kurallar” etkin olsun isteyenlerdir.
Bunlar her daim; “dinî”, yani; “şer’î” bir yönetim şekli ile yönetilmek isteyen, bir başka deyişle “şeriat” isteyenlerdir…
Onlara göre; “egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır”, bu nedenle; başka bir yönetim şekli zaten düşünülemezdir.
Bu nedenledir ki, bu kesimden, “bugünü kutlamaları” zaten doğal olarak beklememek gerekmektedir.
***

Ülkede bir başka kesim daha vardır ki…
Dini inancının da etkisiyle “biat kültürüyle” yetişmiş olduğundan, demokrasiyi hiçbir zaman özümseyememiş, “egemenliğin” kendinde değil de, hep “başkalarında” olmasını istemiş, bu şekilde tüm yaşamı boyunca “egemene” biat etmeyi kendisine şiar edinmiş olanlardır.
O yüzden; “tek adam rejimi” ile yönetilmek, onları hiç rahatsız etmediği gibi, “tek adam” onların “övünç” kaynağı olmuştur hep. Tek Adamın “gücünü” kendi güçleri, tek adamın “başarılarını”, kendi başarıları olarak kabul etmişlerdir.
Bunlar; her daim “Osmanlı ve Saray” özlemi içinde yanıp tutuşmuşlardır.
Bu nedenle; bu kesimden de “bugünü kutlamaları” elbette beklenmemelidir.
***
Bir başka kesim daha vardır ki…
“Demokrasi ve Atatürk düşmanı” olduklarını korkmadan dile getirip, bırakınız “bugünü kutlamayı”, bugünün “aleyhine” her türlü iftirayı, yalan ve yanlış bilgileri yaymaktan çekinmeyenlerdir. Bunlar, geçmişte bu kadar cesur olamadıkları için “aleyhe propagandalarını” gizli saklı yapmalarına karşın, bugün cesaretle ve alenî olarak yapma cüretini, ne yazık ki göstermektedirler.
Bu zihniyettekilerin de “bugünü” kutlamaları elbette düşünülmemelidir.
***
Ve bir başka kesim daha vardır ki…
Bunlar, bana göre üzerinde en çok önem verilmesi gereken kesimdir.
Bunlar; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendilerine sağladığı;
- Makam ve mevkilere,
- Temsil gücü ve yetkisine,
- Yönetme yetkisine,
- Seçilebilme hakkına…
Sahip olan ve bunları bizatihi kullananlardır…
Başka bir deyişle; Türkiye Cumhuriyeti’nin kendilerine sağladığı “her türlü nimetlerinden” sınırsızca yararlanıp, tepe tepe kullanan kişilerdir.
Bunlar;
- “Konumları” gereği “bugünü” –sözde- “kutluyormuş” gibi yapıp, “Cumhuriyete”, “Demokrasiye”, “Lâikliğe” ve “Atatürk’e” olan içlerindeki kini ve nefretini açık açık olmasa da, bir şekilde ortaya koyanlardır…
Örneğin; temsil ettikleri kurumun bir binasına astıkları Atatürk Posterini “ters” olarak, yani Atatürk’ün posterini başı aşağıya gelecek şekilde asarak, –sözüm ona- şark kurnazlığı yaparak “Atatürk’ü küçültmek”, sonra da “aaa, yanlışlık olmuş” diyebilme alçaklığını gösteren ve göstermeye devam edenlerdir…
- Bunların bazılarının (!) “bugünlerde” nedense hep hastalığı nüksetmiş, hiçbir yeri ağrımasa bile, kulağı ağrımıştır (!)…
- Bunlar, sık sık “bugünleri” küçültmek adına, dikkatleri başka alanlara çekme gayreti içinde olmuşlardır.
- Bugün de bunlardan çok Sayın Birileri (!) 100. Yıldaki (!) meclisteki törene katılmayıp, evinde (yani sarayında) –sözde- “istiklal marşı okuyarak katılacağını” (!) bildirmiştir (katılıp katılmadığını henüz bilmiyorum)…
- Bir kısmı da; “hırsızın, arsızın, mafyanın… affedilmesi” için meclise gelip, gece gündüz mecliste canhıraş çalıştığı halde, bir hafta sonraki bu kutlamaya “salgını” bahane edip gelmemiştir.
İşte en çok kızdığım da bu kesimdir…
“Nankörlük” tam da bu olsa gerektir…
Sonuçta; bu kesimin de sahte kutlamalarını, ya da –sözde- kutlama girişimlerini elbette ki hiçbiriniz “samimi” bulmadınız, buna eminim.
Bu nedenle; bu kesimden de bugünü kutlamayı beklemek, abesle iştigal olurdu yani…
???

Gelelim son kesime…
Yani;
Bizim; “demokrat”, “özgürlükçü”, “Atatürkçü”, “lâik” “devrimci”, “cumhuriyetçi” kesime…

(Devam edecek)



684 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

100. Yıl Kutlamaları _2_ - 29/05/2020
Muzaffer Sarı
Ekonominin Hikayesi - 02/10/2018
Muzaffer Sarı
HARAMİLER ÜLKESİ - 05/09/2018
Muzaffer Sarı
Cumhurbaşkanı'nın Mal Varlığı - 06/07/2018
Muzaffer Sarı
Dilo Dilo Yaylalar... - 10/04/2018
Muzaffer Sarı
Kuru Fasulyenin Faydaları - 01/02/2018
..
Gurbete Giden Yazı - 25/01/2018
Gurbete Giden Yazı
İnşallah Yanılırım - 23/01/2018
"Afrin Harekatı" üzerine hemen hergün pek çok kişi tarafından haber ve yorumlar yapılıyor...
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398