Sabah erken kalktım ve önce Yunusbeg Gökçe ağabeyi evindenaldım, ardından Erol Cihangir hocayla buluştuk ve birlikte Kartal'da bizibekleyen Taş Medreseli yiğit gardaşımız Özkan Atar'ı ziyaret ettik. Geçmiştengünümüzden ve gelecekten konuştuk.

Yılmaz, Yiğit dava adamı koskoca Özkan Atar diyalize mecburkaldığından sohbetimizden sonra onu hüzünlü bir ayrılıkla orada bıraktık veyola koyulduk. Bursa'dan bizi arayan Hüseyin kardeşimizin telefonlarıylayolculuğumuz bazen yolu bulamadığımızdan uzasa da vapura bindik, Yalova'yagelince Orhangazi tarafına ve Kurşunlu köyüne geldik, Sahil kalabalık, denizinnemi ve sıcaklık, Hüseyin bizi misafir etti sohbetimizin en tatlı yerinde oradanayrıldık ve Bursa'ya Taş Medreselilerin uğrak yeri Kardeşlerden biri davaŞehidi diğerleri Taş Medreseli Hayrettin Akbaş ı Arif Dündar ile  mekanında ziyaret ettik, AdnanÇabık kardeşimizde oraya geldi, Soğukluklarımızı içtikten sonra Ülkücühareketin efsane isimlerinden İsa Armağan ile buluşmak için Osman ve OrhanGazilerin türbesinin orada buluştuk.

İsa Armağan, anlatıyor ve bizler dinliyoruz. Yüreğimizboğazımızda düğümlendi ve yılların zindan, sürgün ve çilesiyle yoğrulmuş İsaArmağan'ı orada bıraktık ve Adnan Çabık gardaşımızı Hayrettin Akbaş ınmekanında vedalaşmayla bıraktık. Sabahattin Kaptan Akbas yoldaydı, otobüslerleboğuşmaktaydı bize yetişmek için. Ertesi günü işimiz olduğundan sabahlara kadarsürecek sohbetimiz yarıda kaldı.

Trafik oldukça yoğundu bir saatlik yolu üç saatte alıyorduk.İstanbul'a sabah ancak gelebildik.

Yüreğimiz burkuldu, yaralar deşildi, geçmişin günümüzünkritiği yapıldı ve neler yapabiliriz, neler olmalı gibi arayışlarımız ilegünlerimizi doldurduk. Günler saatler bize yetmiyordu.

Kimi tatile gitti zannediyordu. Oysa biz tatil değil AhdeVefa'yı arıyorduk.

TÜRKİYE İZLENİMLERİM KAZAK YUNUS AGAM VE EROL HOCAM 1

İstanbul'un nemli sıcağında buharlaşmak üzere olduğumuz birsabah.

Otomobil ile Rahmetli Veli Can Oduncu'nun ailesinin oturduğusemtteyim. Sokağı bir kaç defa geçmeme rağmen zar zor yine adresi buldum vezemin katta pencereleri demirli evin önünde otomobili park ettim.

Kapıyı çalınca Doğu Türkistan'da yiğitçe mücadele veren veOsman Batur'un emriyle Türkiye'ye 1950'li yıllarda göç eden ve o dönemleriçocukluğunda yaşayan Yunusbeg Gökçe ağabeyim kapıyı açtı. kucaklaştık ve içeribuyur etti.

GÖÇ'ü yaşayanlardan ve yaşı bir asra varmak üzere olanAPA'mız uyanmıştı, beyaz elbiseleriyle bir melek gibi salonda süzüldü eliniöptük. Vefakar Cefakar yengemiz Nurten Gökçe ile de kısa sohbetimizden sonraevden ayrıldık. Sultanahmet'e doğru. Otomobilin radyatör pervanesi çalışmıyordiye hararet 90 ı gösterince üstüne üstlük o sıcakta otomobilin kaloriferinison haddine getirdim, pencereler açık ama yanıyoruz sıcaktan. küçük oğlumAlperen Aytac de yanımızda, Bilgiç sorularıyla sohbetimize çeşni oluyor. Birkaç yeri ziyaretten sonra akşama İftar'a MHP Fatih'e bağlı Sultanahmetteşkilatından TC Hakan Ayaz başkanın davetlisiyiz. Bizi görünce karşılayan ilko ve yiğit arkadaşları.

İftarımızı yapıyoruz ve sohbetimiz koyu.

Yunus ağabey ve Erol Cihangir hoca ile sözleşiyoruz,Bursa'ya davetliyiz.

Bazı işlerimden dolayı Bursa ziyaretimiz biraz gecikmişoldu.