• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/Avrupaturk.be/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+32 484 54 54 56
  • https://twitter.com/TurkAvrupa
KÜNYE
REKLAM
          
                        PATİNA İÇ MİMARLIK
   

       İTALYAN DECORAİF BOYA EGE BÖLGE BAYİİ 


   
        PATİNA İÇ MİMARLIK
 
                               BODRUM YALIKAVAK
Nihat GENÇ
Bu ne Kerkük sevdası
25/09/2017

Birinci ve İkinci Irak Savaşı’nda dünyada yer yerinden oynadı, bizimkiler Amerika’yı kızdırmamak için sessiz kaldı, yandaş yazar ve siyasiler, yirmi uzun yıl, tekrar ediyorum, Orta-Doğu yıkılırken yirmi uzun yıl “Kerkük” adını ağızlarına almadılar…

Neden, çünkü Amerika’nın yanında Türkiye’de orduyu çözmekte ve tasfiye etmekle ve iktidarlarını tahkim etmekle meşguldüler ve üstelik “ümmet” tezlerini Türk üzerinden değil Kürt ve Arap üzerinden kuruyorlardı.

Özal, bir koyup üç alacağız, dedi, “üçün birini alırsın” dediler, yıllarca bu porno tabir manşetlere taşındı, Torumtay Paşa “üçün biri gibi hamasi laflarla Türk Ordusu maceraya sürüklenemez” deyip istifa etti. İçerde ve dışarda federasyon ve bağımsız Kürt devleti lafları siyasetin manşetinde meşruluk kazandı, milyonlarca Iraklı ve Türkmen ölürken bu çok tehlikeli lafların edilmesine “özgürlük”, “Türkiye demokratikleşiyor” denildi, “Türkiye’de nihayet vesayetten kurtulmalıyız” lafları devreye sokuldu, Türk Ordusu’nu tasfiye için yüzlerce liberal yazar ve İslamcı yandaş ve ekranlar harekete geçti.

Onlarca uzun yıl tek bir “Kerkük” lafı etmeden ne mi konuşuyorlardı, BOB başkanlığını, (win win) kazan kazan politikalarını, Eset-Esat, Mursi Tursi, Yeni Osmanlı… 

MİLYONLARCA IRAKLININ ÖLÜMÜNE SESSİZ KALDILAR

Yazar ve siyasi yandaşlar Özal’la sahne almaya özgürlükçülük oynamaya başladı, hatta orduyu profesyonelleştirip küçültüyorlardı, bu tartışmalarla özelleştirmeler ve hırsızlıklar ve Amerika’nın Irak’ı işgali örtülüyordu ve orduda emniyette bürokraside kendilerine “yer açmakla” meşguldüler, açılımla Oslo’yla Habur’la yola revan oldular.

Irak’ta milyonlarca Müslüman ölürken, İslamcılar, başta Kanal 7 TV’leri Irak’ta öldürülen Müslüman görüntülerine dair tek bir haber dahi yapmıyor, yapamıyorlardı. Amerika’ya karşı çıkarsak Türkiye’de iktidar olamayız diyorlardı, evet, aynen böyle diyorlardı. Milyonlarca Iraklının ölmesine iktidarlarını pekiştirmek için sessiz kaldılar.

İncirlik sayesinde çevik kuvvet kuruldu, Barzani bölgesine hayali bir “sınır” çizildi, bizimkiler çevik kuvvete ses çıkarmadı, cemaatçiler ülkücü kadrolar Tansu ablalarının yanında iktidarın nimetleriyle meşguldüler.

Irak savaşlarının en kanlı saldırıları Telafer ve Felluce’de yaşandı, on yıllarca, tekrar ediyorum, yandaş yazar ve siyasiler on yıllarca onbinlerce Türkmen ölürken ağızlarından tek bir “Türkmen” lafı çıkmadı. 

AKP İKTİDARININ SON NEFESİ

Sonra IŞİD peydah oldu; Musul’da Kerkük’te katliamlar, on yaşındaki kızları kuma yaparken, yandaş yazar ve siyasiler tek laf etmedi, çok meşguldüler; Türkiye’de FETÖcü savcıları ve Taraf Gazetesi’ni kahramanlaştırıp heykellerini dikiyorlardı.

Dünyayı yüzyıldır kasıp kavuran dünyanın en büyük petrol şirketleri Kerkük’ün Türkmen nüfusunu hem Barzani hem IŞİD’i kullanarak kıyımdan geçirdi, ses yok, o yıllarda Bülent Arınç’a kumpas suikastıyla meşguldüler, “Dağlıca’da Türk Ordusu kendi askerini bombalamışmış” operasyonlarıyla meşguldüler.

Hayalden projeler kumpaslar onlarca yıl sürdü, Halep işi tutmadı, Yeni Osmanlı tutmadı, Müslüman Kardeşler suya düştü, ümmet birbirine girdi, Kuzey Suriye boka battı, Türk askerinin kafasına çuval geçirildi, sonra elçiliğimiz basıldı ve Kuzey Suriye’de bugün “halksız” bir PKK ordusu kuruldu…

Hayaller kumpaslar çöktü, küreselleşme çöktü, ılımlı İslam çöktü, cemaat hain çıktı, liberaller kovuldu, Türkiye NATO ve Amerika tarafından işgale kalkışıldı ve birden elde kaldı çiğ köfte, “milliyetçilik” moda oldu…

Şimdi, otuz uzun yıldan sonra “Kerkük” adını ağzımıza nihayet almaya başladık, ki, ortada ne Kerkük kaldı ne nüfus ve Kerkük çevresinde Amerikan üsleri ve her gün binlerce tır PKK’ya silahlar.

Savaşa hiç inanmıyorum, bu yandaşların ağızlarındaki Kerkük laflarına hiç inanmıyorum, bu kadar ağır affedilmez yanlışlar ve ihmaller ve gafletten sonra doğru bir diplomatik siyasetin bulunabileceğine hiç inanmıyorum.

Ve bu felaketlerin hepsini “Allah” diye diye çağırdılar.

Kerkük, milliyetçilik, diyerek milleti kandırmayın; yenildiğini söyleyemeyecek kadar devlet ciddiyetinden uzaklardasınız, hala gaz almalar hala fal açmalar hala halkı kandırmalar.

Amerika’da ünlü Ford Müzesi’nde ağzı tıpalı bir deney tüpünün üstünde bir etikette şunlar yazılı: Edison’un Son Nefesi.

Milliyetçiliğe sığınması, AKP iktidarının son nefesidir.

Montesque’nun lafıdır: “Üçgenlere bir tanrı icat edin deseler üç kenar çizerler.”

AKP ideolojisine yeni bir Tanrı icat ettirdiler; ılımlı İslam, BOB ve açılım.

Bu tanrı ölmüştür, Kerkük lafları sadece laftır, seçim oy sandık hesabıdır.

Aşklar da dinler kadar kan dökmüştür, gerçeği görelim, AKP iktidarı din uğruna değil iktidar aşkına kan dökmüştür, iktidar uğruna anayasa bütçe meclis hukuk hiçbir şeyi takmamıştır.

Ama sırf Suud doları hatırına, Kıyamet Savaşı’nda Kabe’yi Korumak adlı baş yazılar yazmışlardır, gerçek, burunlarının ucundaki Kerkük’ü koruyamadıkları bir milli gaflet ve ihanet konusu olarak ortadadır. 

BUGÜN DAHİ ANLADIKLARINI HİÇ SANMIYORUM

Lesley Hazleton adlı bir kadın gazeteci Agnostik kitabında anlatır, Kudüs’te muska satan bir kadın varmış, muskanın içine Tanrı’nın telefonunu yazmış, bir adam muskayı açmış ve telefonu görüp, numarayı arar, kimse cevap vermez.

Satıcı kadına dönüp, numara cevap vermiyor, der.

Satıcı kadın şöyle cevaplar: Tam da Tanrının yapacağı iş, ona ne zaman işin düşse bulamazsın.

Kerkük’te Telafer Felluce’de Türkmen liderler, kendilerine verilen Abdullah Gül, Davutoğlu, Tayyip Erdoğan telefonlarını onlarca yıl aradılar, tam da ihtiyaç olunan o günlerde, Yeni Osmanlı’nın tanrıları, telefonlara cevap vermedi.

Nerde Orta-Doğu’da yepyeni sınırlar çizmeye yeltenen o fetihçi Tanrılar?

Oysa gerçek, Ilımlı İslam’ın Tanrısı “cüzdandı”, Suud verdi Suudlar’ın tanrısına inandı Barzani petrol verdi megri megri Barzani’ye inandı.

AKP çok uzun ve çok talihsiz bir yolculuğa çıkıp Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderiyle oynadı, küçük düşürdü, diplomasisini işlemez sınırlarını koruyamaz hale getirdi.

Daha da rezil perişan olmadan, son günlerinizde hata ve yanlışlarınızı ve geri dönülmez yolda olduğunuzu bilerek kararlar alın, zaten gaz almaktan başka bir şey yapamayacağınızı cin gibi biliyorsunuz.

Allah’ı ve inancı, yorgan gibi kullandılar, yorganın altında her türlü pislikten işler…

Henüz beş-altı yıl önce cemaatle el ele TC’leri indiriyor, Atatürk heykellerini yıkıyorlardı, Atatürk heykellerinin heykel değil, bu toprakların ve egemenliğin istinat duvarını olduğunu, bugün dahi anladıklarını hiç sanmıyorum.

İşte ilkokul birinci sınıfta cihad ve çocuklara topluca “Allahüekber” çektiriyorlar, yetmez, şimdi Kerkük’e giden yol üzerindeki trafik levhalarını da İslamlaştırmanız lazım, trafik levhalarının birine Allahüekber diğerine Kur’an’dan ayet numaraları yazın. Ordu’nun en ön saflarına da ağır milliyetçi ağbiler sapık kankalarıyla Sedat Peker gibilerini götürün.

Otuz yıl küreselleşme özelleştirme ılımlı islam yeni Osmanlı hayalleri kurduğunuz liberallerinize de ordunun en ön cephelerine sürün.

Liberaller çağımızın allameleriydi her boku biliyordu, siyaset bilimini onlar icad etmişti, filozoftular, özgürlükler onlardan soruluyordu, Allah, Din, Orta-Doğu, her şeyin her akşam kitaplarını yazıyorlardı, nereye kayboldular?

Milli birlik ve beraberliğe milletçe ihtiyacımız olduğu bugünlerde bana değil sizi bu felaketlerin eşiğine getiren en çok onlara ihtiyacınız olacak.

Malumunuz Allah ne yerdedir ne gökte her şeyden münezzehtir, malumunuz Allah’ın bir tasviri bir tarifi yapılamaz, ne derseniz o değildir, tıpkı soyut dışavurumcu ressamlar gibi.

Soyut dışavurumcu o an istediği gibi boyar çizer ve soyut dışavurumcu iktidarımız sınırlarımızı soyut dışavurumcu bir tabloya çoktan dönüştürmüştür.

Soyut dışavurumculuk non-figüratif bir sanattır, boyalar renkler çizgiler vardır ama dünyasal bir varlığı nesneyi anlatmazlar, etnik mezhep vardır ama yoktur, insan gurur onur millet egemenlik hukuk vardır ama yoktur, sınırlar vardır ama yoktur, kan vardır ama yoktur, hırsızlığa kalleşliğe hukuksuzluğa gelince Allah yoktur ama vardır.

Soyut dışavurumcu ressamlar bu yüzden bir nevi çağımızın teologları din alimleridir, tıpkı liberallerimiz iktidarımız gibi, spontan çalışırlar, tasvir ve tarif edilemeyenin peşindedirler.

Soyut dışavurumcu iktidarımız içinden gelen kör enerjiyle önceden tasarlanmamış akılsız fırça darbeleriyle halen tablosunun başındadır:

Milyonlarca ceset, milyonlarca mülteci, keleşler, bombalar, intihar bombacıları, tanklar, vahşi İslamcılar, kimyasal silahlar, etnik savaşlar mezhep savaşları, yüzbinlerce sakat kalan çocuk, on yaşında evlendirilmiş on binlerce çocuk, bir milletin gururu, hamaset, Habur, açılım ve ama Allah’a şükür ekonomimiz kişi başına yirmi bin dolar…

Ve şüphesiz bu soyut dışavurumcu tablonun adı:

Bir adı ılımlı İslam yeni Osmanlı diğer adı: “Müslüman olduğumuz için aşağılanıyoruz, inancımızı yaşamak istiyoruz, yüzyıllık parantezi kapatıyoruz.”

Bu siyasi dışavurumcu tablo Kenan Evren’in “ne var Picasso’da ben de çizerim” zekasının aynısıydı, ve beş para etmez bu tablonun maliyeti bir Cumhuriyet’e bir millete mal oluyor.

 

 



1003 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bizim de bir şerefsize ihtiyacımız var! - 10/05/2020
İnsanlar, piyasalar, siyaset, sanki daha önce bir hayatımız varmış gibi, karantinadan çıkıp hayatın başlamasını istiyor-bekliyorlar.
Türkiye istese de artık "milli bir seferberlik" başlatamaz - 05/09/2018
Nihat Genç
Kediciklere operasyon yapılırken nereye saklandılar - 15/07/2018
Nihat Genç
Atatürk'ün gerçek devrimi kurultaydır - 06/07/2018
Nihat Genç
Faşist diktatörlük mü kuruldu? - 01/07/2018
Nihat Genç
Havalara sıçrayıp, mübarek Kandil Gecesi Amerikan füzelerine secde ediyorlar - 17/04/2018
Nihat Genç
Güncelleme dediğinizi biz bin yıl önce yaptık - 04/04/2018
Bu başı kavgaya veren yüzbinler milyonlar hala bu topraklarda hala aynı insanlık ateşiyle aynı aşkla başını kavgaya vermek için sırasını beklemiyor mu?
Mehdilik makamına Erdoğan mı geliyor - 15/03/2018
Nihat Genç
Erbakan Hoca bu isimler için “Siyonizmin uşaklığını yapıyorlar” demişti - 04/03/2018
Erbakan Hoca'ya baş kaldırıp Erbakan hocayı arkadan hançerleyip 'milli görüş'gömleğini çıkartanlar bu kadrolar değil miydi?
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339