![]()
Ahmet Aytac
TÜRKİYE İZLENİMLERİM NOTLAR 2
25/08/2017 Hava sıcak mı sıcak, Güneş yakıyor, Annem, Yeğenim Ali, veSüleyman Böge ile Sabah kahvaltısını Ahmetli'de yol kenarında yapıyoruz.Kardeşimin hazırladığı börekleri Süleyman'ın yol kenarı bakkaldan getirdiğisoğuk meşrubat ve suyla güzel bir güne başlıyoruz. Böreklerimiz çok, yoldangeçen Ahmetli'nin köylüleri var. Annem plastik tabakların üzerine böreklerdenkoydu yoldan geçenlere ikram etti. "Anne ne yapıyorsun?" diye sitemetsek te: "Oğlum her kişinin rızkını Allah verir." diye cevapladı.Tabakları alanlar teşekkür ederek Konya'da yapılan böreklerden nasiplerinedüşenleri atıştırdılar. Antalya'dan Hakan kardeşim telefon açtı,: "Ağabeybizim köye yakınsınız hemen gidin kahvaltınızı orada yapın, beni söyleyin habervereyim misafirimuz olun." diye face de bizi görünce davette bulundu.Vaktimiz az olduğundan teşekkür ettik İzmir'e o bunaltıcı sıcakta girdik. Kısa bir öğle uykusu ve dinlenmeden sonra iki yakışıklıyeğenim ile telefonu karıştırmaya başladım ve ilk olarak 1979 Şubat 16 sındaİzmir emniyetine ismimi veren ve zindana girip bu güne kadar kalmama sebeb olanHayrettin'i aradım. Adresini aldım ve evine gittik. Zemin katta pencere açık, içerde divanın üzerine oturmuşbekliyor. Göz göze geldik tebessümle ve Hayrettinde bir heyecan var. Birlikteyaşadığı annesine seslendi ve kapı açıldı.içeriye girdik. Kucaklaştık. Hüzünlübir hava var ve ben şakalarla bu hüzünlü havayı kaybetmeye çalıştım. "AHMET YILLARDIR SENİ ARADIM, VİCDAN AZABIÇEKİYORUM." diye sözlerini zor tamamladı. "ZARARI YOK GARDAŞIM, OZAMAN ÖYLE GEREKİYORDU, O İŞKENCELER VE O ZAMAN SEN HENÜZ 16 YAŞINDAYDIN."dedikten sonra sohbete koyulduk. Avrupa'dan geliyordum, durumundan maddi sıkıntılardan falanbahsederken telefonu çaldı. Hayrettin'in yüzü önce buruştu sonra bana baktıgüldü. Telefon ile arayan kişi Mehmet Karanfil idi ve "Reis kim var beniziyarete gelen biliyor musun?" diye sevincini dile getirdi. devam etti:" Gel reis bekliyoruz." dedi ve Mehmet Karanfil'in şimdigelemeyeceğini ve görüşeceğimizi söyledikten sonra telefonu kapatmasından sonrageçmişe bir uzandık. Yeğenlerim şaşkındı, Dayılarına YİRMİ DÖRT yıl ceza aldıranve hayatını mahfeden kişiye nasıl böyle iyi davranabiliyor, yardım edebiliyordiye. Yüzlerinden okumuştum Hayrettin ile vedalaştıktan sonra onlara:"Zamanı gelince bana hak verirsiniz." dedim ve Oradan İzmir'in yiğidiDELİ Bülent Kara yı görmek için ayrıldık. Deli Bülent Kara yıllar onu hiç değiştirmemiş, Halaheyecanlı, hala militan ruhlu hala can dost. Kendisine yakışan Kartal Yuvası hanesindeyiz. Bizi misafiretmek için ne yapacağını şaşırıyor, ben ille de Türk çayı Çaykur çayı olsundiyorum. Yemek falan derken Muhterem yengemizde telaş içinde bize yemekhazırlıyor. Namaz vakti gelmişti yeğenim Ali geçmekte olan ikindi namazını edaederken biz sohbetin en koyusundayız, Bülent'in ağabeyi Velittin bizi arıyor,telefonla dertleşiyoruz ve bize yetişemiyor, Derken internette orada olduğumyayınlanınca canlar arıyorlar. Bülent ile bizim aramıza fitne sokmak isteyenlerkahroluyorlar. Bülent ile kendi üslübumuz ile onları hak ettikleri şekildeanıyoruz. VE YÜREĞİMİZ YANIYOR. Bizim dönemde solcuların korkulu rüyası İRANLI ALİ ve diğerarkadaştan bahsediyoruz. Ne halde olduklarını söylemeye gerek yok. İkisi de çöpten ekmek topluyorlar, itilmişler, tanımıyorlarve teşkilatlardan uzak tutuyorlar. Yüreğimiz parçalanıyor ve Bülent onlar içinneler yapacağını söylüyor, Yapar da biliyorum Delidir. Tekrar görüşmek için vedalaşıyoruz yatsı vakti geçmişti.Misafir kaldığımız eve alırlar mı diye şakalaşarak İzmir'in karanlığında yolakoyuluyoruz. Benim resmi işlerimi bitirdikten sonra Bornova'dayız.Telefonlarımız susmuyor buluşacağımız yere ilk gelen Mehmet Türk ağabey veardından Mustafa Aslan ağabey dostlar derken Suat Akgüre, Yaşar Toraman ağabeygeliyorlar, İlhan Köymen ağabey derken Nevşehir'in yağız delikanlısı uzaktangörünüyor, İnternette devamlı bana kızan ve engelleyen Ali Duran Şimşek ağabeyve diğer dostlar da geliyorlar Ali Duran ağabey ile Mehmet Türk ağabey: "MehmetKaranfil'e söyledik gelecekti ama gelmedi.... neyse kendisi bilir" dediler,Bizim topluluğumuz dostluk ve Ahde Vefa üzerinedir, Herkese Yunusca yüreğimizaçıktır. Keşke gelseydi de sağda solda laf üretenlere cevaplarını vermişolsaydık. . Çaylar soğuk sular derken Çaybahçesinin önü bizi almıyor,İlhan ağabey bizi yakındaki bir lokantaya davet ediyor, Sohbetimize orada devamediyoruz.Gelecek olan bazı arkadaşlar telefonla yetişemeyeceklerini özürlerinibeyan ediyorlar. İki yıl önceki aynı mekanda buluştuğumuz canlar teker tekerarıyorlar ... Birdahaki Türkiye ziyaretimde bulunmak üzere helalleşiyoruz.... |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BİR HATIRA VE EGE’DE ALEVİLER - 01/06/2020 |
Ahmet Aytaç yazıyor |
KURTULUŞ SAVAŞINDA İHANETLERİ GÖRDÜM - 31/05/2020 |
İhtilaller oldu ve Arap Abdi’nin torunu, Arnavut Rüstem’in torunları Gürcü Teyub’un torunuyla birlikte Milli Mücadeleye karşı düşmanca saldırırken Türkler’i Anadolu’dan sürmek ve Türk adını yok etmek için var güçleriyle çalışmaktalar, |
SAVAŞ MANÇO'NUN ARDINDAN - 16/05/2020 |
Barış Manço'nun ağabeyi Savaş Manço'yu kaybettik. |
HASAN VE HÜSEYİN'İN HİKAYESİ - 11/05/2020 |
Hasan ve Hüseyin'in hikayesi. |
İSLAMCILARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU YALANCI VE İFTİRACIDIR - 16/09/2018 |
Ahmet Aytaç |
DOĞU BATI VE ORTASINDA KALAN TÜRKİYE - 15/07/2018 |
Ahmet Aytaç |
İYİLERE MESAJIM - 01/07/2018 |
Ahmet Aytaç |
"EYVALLAH" Dedi ve Gitti - 23/03/2018 |
Ahmet Aytaç |
BİZ O GÜNLER ÇOK HEM ÇOK MUTLUYDUK!... - 04/03/2018 |
Yıl 1979 yer Manisa Cezaevi |
![]() |