• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/Avrupaturk.be/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+32 484 54 54 56
  • https://twitter.com/TurkAvrupa
KÜNYE
REKLAM
          
                        PATİNA İÇ MİMARLIK
   

       İTALYAN DECORAİF BOYA EGE BÖLGE BAYİİ 


   
        PATİNA İÇ MİMARLIK
 
                               BODRUM YALIKAVAK
Nihat GENÇ
Bizim de bir şerefsize ihtiyacımız var!
10/05/2020

İnsanlar, piyasalar, siyaset, sanki daha önce bir hayatımız varmış gibi, karantinadan çıkıp hayatın başlamasını istiyor-bekliyorlar.

Kırk yıldır suyu paralı içiyorsun ve temiz su dünyanın en büyük meselesi, hava kirliliğine bağlı solunum hastalıklarından milyonlar ölüyor, temiz hava dünyanın en büyük meselesi. Su da hava da lüksler arasında, hepsi zenginliğe, paraya kaldı. Ne kaldı geriye, sokağa çıkıp bir adım atmak, artık o tek adımı atabilmek de bilim kurullarının-siyasetin kararına bağlı. At dediklerinde atacak dur ve evine dön dediklerinde atamayacaksın. Su, hava, bir adım atıp yürümek, ne kaldı geriye, suratın? Onun da yarısını maskeyle kapatacaksın!

Su, hava, bir adım yürümek, suratının yarısını gizlemek, ne kaldı geriye, dokunmak, bir nesneye eşyaya bir yiyeceğe bir insana, o da mümkün değil.

İnsanlığın-dünyanın geldiği yere bakın, su, hava, yürümek, suratını örtmek, dokunmak, hepsi TEHLİKEDE!

Bu bir kıyamet çıkmazı, felsefenin söyleyebileceği tek laf yok, dinlerin yok, şirketlerin yok, siyasilerin yok, yazarların hikayecilerin sinemacıların yok, dünya ‘zınk’ diye yerinde kaldı? İyi ki kaldı iki gün nefes aldı okyanuslar buzullar ormanlar kuşlar!

Kim üretecek, nasıl üretecek, alış veriş nasıl olacak, gazı benzini turizmi işsizliği tarlası nasıl olacak, dış borçlar nasıl ödenecek, tüm dünyanın stop ettiği böyle bir felaket tarihte yok!

Ve, kıyametten beter bu dünya derdinin ortasında, milyonlarca dolar ödenen gazetelere TV’lere bakıyorsun, CHP-AKP savaşı, yüzlerce yandaş yazar sabah akşam CHP’ye korkunç tehditlerle ölçüsüz saldırıyor. CHP’ye bakıyorsun, aşağılık kifayetsiz şaibeli onlarca arızalı adamı Cesur Yürek pozlarıyla ekranlarına çıkartmış fare cıyıltılarıyla konuşturuyor. Bok püsürük adamlarla kendini dövdürüp fare leşi gibi duvardan duvara kanlar içinde leşi çıkmaktan zevk duyuyor.

Bir darbe yaygarasıdır gidiyor. Hangi darbeyi yapmışız? Darbelerin tümünü Amerika yapmış. Hepsinden altmış uzun yıldır sağcı yapılar tarikatlar nemalanmış önü açılmış ordudan istihbarata kadar cahil cühela, ajanı yüzbinler çöreklenmiş. Atatürk kurumunun başına bile sapık tarikatların adamlarını koyuyorsun. İmar Barışı’yla milyonlarca insan kaptığı yeri çevirmiş yasal olarak üstüne oturup işgal etmiş, dile kolay sırf üç kuruş gelsin diye vatan toprağını milyonlarca insana peşkeş çektirip talan ettirmişsin, gezin Karadeniz dağlarını, önüne gelen çitlemiş çevirmiş ve sen bu milyonlar içinde sadece bir muhalif yazarı hedefe koymuş güya dalganı geçiyorsun. Sapıklıkları cehaletleri binbir püsküllü rezalet tarikatları cemaatleri inşaat şirketlerine dönmüş. İnsanlık suyun havanın yürümenin dokunmanın sonuna gelmiş, yüzlerce yazar ve ekranın sabah akşam can hıraş .ötünü yırta yırta savaştığı şeye bak, tek bir gün iktidar olmamış CHP’ye azgınca saldırmayı kahramanlık sanıyorlar. CHP’liler de fare leşine dönmekten ne kadar haz alıyor ne kadar iğrenç sabıkalı şaibeli adam var bu şeytanları vitrinde tutup bunlarla siyaset yapmaktan maşoist bir zevk alıyor. Dalaşmaktan iğrençlikten rezillikten boğuşmaktan ne çok hoşlanıyorlar. Onlarca TV’yi ya işgalle ya gasb ederek ya tasfiye ederek ya pundunu bulup ele geçirerek üzerine konmuşlar ve sabah akşam yirmi dört saat aralıksız iktidar oldukları yirmi yıldır aralıksız CHP’yle Cumhuriyet’le delirmiş kudurmuş haksız hukuksuz bir savaşın içindeler. Hiç biri ekmeğini kendi kazanamamış yüzlerce gazeteci yazar, hepsi maaşlı, hepsi rantiye üzerine oturmuş, hepsi istisnasız satın alınmış ibiş şarlatan kapsalak.

Irak Savaşı oldu Amerika’yla at pazarlığı yaptılar, milyonlarca Iraklı Müslüman öldü, sesleri çıkmadı. Suriye savaşı oldu, milyonlarca Suriyeli göç etti milyonlarcası öldü, ses yok. FETÖ silahlı kuvvetlere beş değil on değil doksan bin ajan soktu, ses yok. Dün bir toplu iğnesi olmayan tarikatların cemaatlerin hepsi belediyelerden ihalelerden haksız hukuksuz nemalanıp sülükler gibi ülkenin üstüne çöktüler, ses yok. Üç dört tane genç gazeteci çıkmış dünkü FETÖ’cü bugünkü AKP’li kriptoları yazmış, vay sen misin yazan anında içeri tıkmışsın, geri kalanı işten kovup atıyorsun. Adalet yok hukuk yok, insanlık uygarlık kapitalizm ticaret ekmek su, dünya yıkılıyor, boğuştukları şeye bak. Sağda da solda da bu şerefsizler ıslah edilemez, öğretilemez, bilgilendirilemez, temize aydınlığa huzura asla kavuşturulamaz. Virüs gelmeden çok önce bu beyinlerin genetik dizilimini bozdu, bu tımarhanelik vahşi boğuşmanın hiç bir ucundan doğru düzgün tek laf edilebilecek cesaretle heyecanla dürüst bir siyaset asla yapılamaz, yapılamıyor, yapılamayacak.

Karınca kararınca bu sitede kendimize ve halkımıza sakin bir koy inşa etmeye çalışıyoruz, elde yok ayakta yok, beş kuruş yok, bağımsız yazarlar onurla gururla yazsın çizsin bu her tarafı birbirine kuyruklarından bağlı kafaları çamurdan boktan kurtulmayan farelerle dolu bataklığa meydan okusun istiyoruz. Bir nefeslik tek cümlelik bize imkan yok yer yok. Kalkmış her iki taraf da, siz kimi destekliyorsunuz diye elinde mercek haberlerimizi yazarlarımızı inceliyor, onu mu kayırmışız buna mı destek çıkmışız, telefonlara sarılıp manipüle, dertlerine bak. Bizi köpek yerine koyuyorlar, yani, bize biçtikleri rol, ya onun kapısı ya bunun kapısı. Ne yazsan ne çizsen nafile, bu tımarhanenin sana bakışı bu. Yani bu kudurmuş arızalı şaibeli hırsız yalancı cahil insanların taraf olduğu savaşın dışında kalamaz mıyız, ağzına kadar paçalarına kadar bok bu pislik yerde kimsenin şansı yok tek başınıza temiz bir yer bulamaz ayakta kalamazsınız. Bu deliler koğuşunda yaşayabilmek için size de bir şerefsiz lazım üç kağıtçı merhametsiz yalancı adalet hukuk hiç tanımayan dinmiş değermiş hepsini alet eden bir kaç lider siyasetçi lazım. İnsanlığı ve dünyayı ve bağımsızlığı, kimseden imkan para reklam almadan kendimizce konuşamaz mıyız? Bizi niye bunlar da kimin köpeğiymişiz gibi şunu fazla eleştirdin bunu az eleştirdin yoksa siz de kimin adamısınız diye şartlanmış köpek hırlamalarıyla huysuz huysuz bakıyorsunuz. İşimiz gücümüz yok ya o tarafı ya bu tarafı destekleyeceğiz öyle mi, işimiz gücümüz yok onun bunun köpeği olacağız, pislikleri size de bulaşacak, işte o zaman rahat edecekler, yoksa size hayat hakkı hiç yok.

Kırk yıldır bu ateş arasında kaldık, kırk yıldır tarafsız bağımsız konuşacak yer zaman imkan ekran dergi gazete internet sitesi bulamıyoruz. Bize bakışları ya Kaftancıoğlu İmamoğlu tarafındasınız ya sapık cemaat ve tarikatlar ve kör cahil satılmış yandaş medya ve iktidar tarafındasınız, öyle mi, hak edin etmeyin tek söyledikleri tek bakışları bize bu.

Ne yazsak ne çizsek faydası yok, onlar gibi satılmış köpek onlar gibi şerefsiz üç kağıtçı olmadan bize bu medya dünyasının kıyısında zırnık hayat hakkı hiç yok, bir taraf istiyor ki Bahçeli olalım Perinçek olalım diğer taraf istiyor ki Kaftancıoğlu arkasında duralım, bu mudur ulan dünyanız beklentiniz? İki seçenek sunuyorlar bize ya susacağız ya bu şarlatanlardan bir tarafı destekleyeceğiz. Bu zorlu hayatı size köpek olmak için mi yaşadık? Sağa sola bu desteği vermediğimiz için küsüp küfredip giden arkadaşlar-yakınlar, dostluğunuz bu mudur? Bir gün bugün gelecek bizi ona buna köpek yapmak için mi bize arkadaş-dost oldunuz? Onur insan bağımsızlık bilmeyen zavallılar, paralı adamların projelerin böcekleri, .iktirin gidin, kırk yıldır aralıksız başımız dik yazıyoruz, cümlelerimiz arasında hala bir bahane hala bir yanlış bir kırışıklık arayan zavallı solucanlar.

Oysa, hava yok su yok yürümek yok dokunmak yok, artık biliyoruz ki, sizin bu vahşi savaşınızı inşa edip sizi boğuşturan bu kapitalist düzendir, bu ele geçirme, iğfal etme, üstüne oturma, gasp etme, haksız liyakatsız seviyesiz düşük insanları torpille maaşla kayırıp ülkeye ve insanlara zulmettiren bu vahşi piyasadır. Sizi palazlandıran canlandıran kanlandıran da bu şerefsizlerden başka bir şerefsiz seçmekten başka şans bırakmayan bu siyasi düzendir.

Oysa başka bir hikaye başlamalı.

En acil derdimiz kamu politikaları, en acil derdimiz, çinko, magnezyum, fosfor, çünkü yem ve gübre bunlara bağlı, yem ve gübre ucuzlamadan ve devlet elini atmadan kendin üretmeden kendine yeten bir ülke olamazsın, şakası mümkünatı kalmamıştır, artık dünyanın ilk ve tek büyük derdi kendine yetmek zorundasın.

Bir zamanlar kralları astık Paris’te bir zamanlar padişahları kovduk İstanbul’dan, oysa gerçek, vahşi kapitalist düzeni azalta azalta yok edecek daha fazla bir şey lazım insanlığa, nedir o, sağlığı eğitimi paralı torpilli olmaktan çıkartmak için önce devlet sert kamu politikalarıyla devrimler gibi bir el atmalı.

Kapitalizm insan hayallerini sata sata tükete tükete filmlerini çeke çeke tşörtlerini sata sata, Yahudiyi Müslümanı mezhepleri etnik kimlikleri IŞİD’çileri hepsini birbirine benzetti, kapitalizm insan hayallerini kirlete kirlete hepinizi birbirinize kırdıran bu kör dalaşmanın vahşi dövüşün cephelerine sürerek kırdırarak boğuşturarak yaşar, yaşadı, yaşayacak. Çok heveslisiniz, ne şerefe ne onura ihtiyacınız var, size lazım olan tek şey, birbirinizi gırtlaklamak için sudan sebepler bulmak, iktidarınız için parayla korkuyla teslim alınmış hakimler yandaş yazarlar ve onları besleyen holdinglere sahip olmak.

Hiç değilse bu sefer yanlış tarafta durmayın, diye, ey millet, yırtınıyoruz.

Allah’ın bir nimeti virüs önümüze kimsenin artık insanlığı kandıramayacağı çok büyük bir alan bir yer açıyor, belki beklediğimiz insanları henüz öldürmedi ama olsun, ey insanlık, bu büyük fırsatı kaçırma, yoksa, ne devlet kalacak ne bağımsız toprağınız elinizde. İşsizler ve açlar ordusu bütün coğrafyalarda çekirge sürüleri gibi havalanmış tarlalarınıza meclislerinize saraylarınıza borsalarınıza doğru gelmekte, geliyor, gelecek. Kendinize yetecek tarım politikalarından sağlık eğitimde herkesi eşitleyen kamu politikalarından başka hiç şansınız yok. Kamu politikalarının siyasetçisi taraftarı bizler ortada hiç olmasak da doğa bu en temel ihtiyaçlarının hesabını size soracak. Çaldıklarınızın kirlettiklerinizin hesabını .ke .ike zıbarta zıbarta soracak. Artık saraylarınıza borsalarınıza çürümüş denizler asit yağmurlar virüs kapmış ağaçlar tarlalar açlıktan işsizlikten perişan kitleler yürüyecek. Milyonları topla tüfekle gazla hapisle durdurmanız mümkün değil, dolar alıp dolar düşürecek ekranlardan evden aman ha çıkmayın diyerek kurtulamazsınız.

Kardeşlerim, bu vahşi boğuşma ve uygarlığın patladığı bu körlük umutsuzluğa sürüklemesin sizi, siz de hayatınızda ilk defa ve bir defa o vahşi dinbazlar gibi konuşun, her şey olacağına varır deyin, nedir olacak olan, suyu havası dokunması ve yürümesi kısıtlanıp yasaklanmış insanlık, affetmeyecek, ne sarayını ne siyasetini ne tepede insanlık hazinelerinin yarısına sahip beş yüz büyük şirketi borsalarını.

Görmüyor musunuz, en zalim hapishane kuruldu, ne duvarları kapıları ne dikenli telleri var ama hiç kimse yerinden kımıldayamıyor, sabahtan akşama kadar ekrana bin siyasetçi bin bilim adamı bin spiker çıkıyor, bini de yerinizden kımıldamayın diyor, Allah işte böyle taş yapar adamı.

Görmüyor musunuz virüs doğaya affedilmez ihanetimize, görmüyor musunuz virüs bize değil günahlarımıza bu eşitsiz ezen sömüren haksız hayatlarımıza saldırıyor.

Elmayı da zeytini de suyu da yaratan Allah, adam Tanrı’nın yarattıklarını tekeline alıp sahiplenmiş insanlara satıyor, sonra adam o paradan bir kaç spikere bir kaç siyasetçiye maaş veriyor ve milyonlarca insan beş kuruş ve bir iş bulamıyor. Ve parası yetişmeyen milyonları kölesi köpeği yapıyor birini güya sağcı güya solcu yapıyor ve seni de kardeş kardeşe kırdırtıyor.

Kıyametini yaşayan dünyadan tek bir insan çıkıp da bu tedarik zinciri bu haksız bölüşüm bu yağmalama bu talan bu sömürü bu kölelik-sahiplik ilişkisi kalkmadan bu virüs gezegenimizi terk etmez, edemez diyemiyor.

Üç aydır evde hapis ekranları izliyoruz, daha ağızlarından ‘kamu politikaları’ lafı bir kez olsun çıkmadı, sizce bir tesadüf mü bu, Allah insanı işte böyle çarpıp eğip büker, buğdayım var buğday ekelim dahi diyemiyorsun!

Ahım şahım bilim adamları, şu rezile bak, köle ticaretinin kaldırılmasını hala hazmedememiş İngiliz lordu suratlı adam virüsün ilk günleri ekrana çıkıp, futbolcu Messi diyor, bu kadar parayı alması haksızlık, diyor. Çıkartıldığı ekranın sahibinin milyar dolarlarını hiç akıllara getirmiyor, küresel binlerce vahşi şirketin borsaların haybeden zenginlerini hiç sormuyor. Tarihin uygarlığın en kritik anında bile, sokak çocukları futbolcu olup bu vahşi düzende bir şans bir vesileyle para sahibi olmuş, hala o sokak çocuklarının parasında gözü. Aynı Habertürk’te küresel sermayenin ne kadar satılmış köpeği liberal var, ne kadar FETÖ’ye çalışmış liberal var, her biri can havliyle ekrana çıkartılıp, kamu politikalarını akıllarınca hala aşağılayacak laf bulmaya çalışıyorlar, Allah o ucuz beyinlerini işte böyle yamultur.

Sade, denen adam, sadist kelimesinin kökenidir, sade, acıda zevki bulmuş, acıda derin şehveti bulmuş adam. O gün bugün erotik bir tımarhanenin içinde modern dünya. İflas yalancılık rezillikler satılmışlıklar adam kayırmalar pislikleri yaşadıkları bataklık ifşa oldukça hepsi insanlığın bu en karanlık en çaresiz günlerinde dahi ‘derin şehvet’ duyuyorlar.

Çünkü sağlı sollu cemaatçi bölücü bu düzenden nemalanan herkes, lezzeti günahta tadı yalancılıkta ihanette heyecanı işkence ve zalimlikte ve aşkı birbirleriyle düzüşmekte buluyorlar. Bu ucube liberaller bir de Freud diye bir adamı ağızlarına dolar, bu dünyanın ne kadar günahı var ne kadar travması kanlı çatışması gaddar şiddeti var, hepsini biz yoksul insanların bilinçaltımıza sokar, vahşi kapitalizmin bu bütün günahlarını bilinçaltımızın bir marifeti diye bilmişlikle ağızlarıyla sulandıra sulandıra konuşurlar.

Kardeşlerim, tarihin en karanlık krizini dahi bu rezillerle aşmaya yol bulmaya çarkı döndürmeye çalışıyorlar, kardeşlerim, su ne kadar temizse o kadar acelecidir pırıl pırıl şelale şelale köpüre köpüre döne kıvrıla akar, su ne kadar kirlenirse bataklığa dönüşür çakılı kalır kımıldayamazsınız, yirmi uzun yılın kiri pası torpillisi çakalının tarikatçısının kirlettiği bu ‘siyaset’in hadi geçmiş günahlarını geçtik, hiç değilse, yenilerini istemeyin.

Hala fark etmediniz mi, virüs, bu gösteri toplumunda önce ‘deha’ ‘imparator’ ‘duayen’ ‘kral’ ‘virtiöz’ ‘şahane’ ‘efsane’ ‘mükemmel’ ‘imkansızı başaran’, gibi, bol keseden ne kadar kurbağa adam var, hepsinin mikroptan beter zavallı böcek olduklarını ibreti alem gösterdi teşhir etti, virüs, önce bu büyük dehaları efsaneleri imparatorları kralları ‘ortadan’ kaldırdı, bu sahte gösteri dünyasını siyasetten sinemaya yok ede ede fark etmediniz mi, Kızıldeniz’i bir daha yarıyor, göklerden başka bir Tanrı iniyor.

Gidin, erotik porno grup seks fantezilerinizi krallarınızla dehalarınızla efsanelerinizle duayen siyasetçilerinizle bölücülerinizle şarlatanlarınızla kahraman yazarlarınızla destanlar yaza yaza zevkten kudurarak bol kepçe yaşayın, Sodom Gomore’nin son günleri, doya doya yaşayın. Şurada, onurla damla damla birikmiş bir avuç bir içimlik suyuz, bizi de rahat bırakın.

Şu kuş beyinli CHP’liye bak sen, Irak Suriye savaşları olmuş coğrafyalar ayağa kalkmış oyunu bir puan yükseltememişsin, FETÖ işgali olmuş tarikat sapıklıkları soygunlar ülkeyi boğmuş oyunu bir puan yükseltememişsin, kaç kez siyaset içinde başbakan azli gibi Sayıştay raporlarının meclise gelmemesi gibi gizli darbeler olmuş meclis ortadan kaldırılmış puanını bir puan yükseltememişsin şimdi virüs dünyayı pişirecek ağzına düşürecek, öyle mi, üstelik bunu da partiden vatanseverleri kovup, arıza şaibeli bölücü boş beleş ne kadar adam var partiye taşıyarak yapacaksın ve bunları söyleyince biz, dün AKP’yi onlarca yıl güle oynaya bizimle dalga geçerek tutan liberali, HDP’lisi, FETÖ’cüsü CHP içinden bize saldırıya geçip iftira dedikodu manipülelerle üzerimize saldırtacaksınız, böyle mi, aman biz de çok korktuk.

Şu kuş beyinli AKP’liye bak, piyasaların borsaların çivisi çıkmış milyonlarca işsiz kapıda, hala damatla sarayla hanedanla tarikatlarla satın aldığı ekranlarla sindirmekle yıldırmakla tutuklamakla rezilliklerini örtüp sindirebileceklerini sanıyorlar. Al birini vur ötekine, buralardan bize ne, biz üretimin tarlanın bölüşmenin eğitim ve sağlıkta eşitleyici kamu politikalarının ve kendine yeten bağımsızlık derdindeyiz.



1307 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Türkiye istese de artık "milli bir seferberlik" başlatamaz - 05/09/2018
Nihat Genç
Kediciklere operasyon yapılırken nereye saklandılar - 15/07/2018
Nihat Genç
Atatürk'ün gerçek devrimi kurultaydır - 06/07/2018
Nihat Genç
Faşist diktatörlük mü kuruldu? - 01/07/2018
Nihat Genç
Havalara sıçrayıp, mübarek Kandil Gecesi Amerikan füzelerine secde ediyorlar - 17/04/2018
Nihat Genç
Güncelleme dediğinizi biz bin yıl önce yaptık - 04/04/2018
Bu başı kavgaya veren yüzbinler milyonlar hala bu topraklarda hala aynı insanlık ateşiyle aynı aşkla başını kavgaya vermek için sırasını beklemiyor mu?
Mehdilik makamına Erdoğan mı geliyor - 15/03/2018
Nihat Genç
Erbakan Hoca bu isimler için “Siyonizmin uşaklığını yapıyorlar” demişti - 04/03/2018
Erbakan Hoca'ya baş kaldırıp Erbakan hocayı arkadan hançerleyip 'milli görüş'gömleğini çıkartanlar bu kadrolar değil miydi?
80 yıldır süren CHP düşmanlığının altında Menderes’in o sözleri var - 27/02/2018
Nihat Genç
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406